17 Aralık 2007 Pazartesi

ço(cu)kluk



karadan (b)ak denize,
karadan aka
(b)akarmışcasına..
..ama
karalamadan gün batımını
ve bıraktığı
izini
denizinin üstünde!

(k)aralanmış gün batımında
geceye çalarsa günlerin;
karaya çarpar çırpınırken
denizinde izlediğin,
denize iznin,
beriki suretin,,
ve tinde bir iz bırakır
karaya çarpandan,
kara(ya) çalan;
etin kesiğini yakan,
tuzu denizinin!

bakışınla
varla yok(ol)uşu
: çıkamasın onu yoklar,
yolda yok olanlar
varsın
yuvarlansın..
..ki.. varışın
varoluşun olsun!
yüreğin dolsun,
gözlerinden taşsın..
yüreğine sığmayan,
gözyaşlarına sığınsın;
sen yokuşu çıka-dururken,
belki
bir anda
yağar göğe ağan
yaklaşmadığı,
yakıştıramadığı,
yaka-çaldığı,,
yeşiline yüreğinin!
ardı sıra bir duman,
çıkıverir hiç durmadan:
oynaşırken seninle,
elini dokunuşuyla
gözünü okunuşuyla
yakar!
an akar.. ..sonsuza..
kokusunun tadıyla,
kutsar adını:
sarısına gözlerinin,
kendi gibi hafifmeşrep,
bir yeşil çalar..
..hatırlamak için baktığında
..onu doğururken ölen aşkı,
yürek yaşılını,,

ne vakit bakışsanız dumanla,
gözlerinin arkasına çıkar
ruhu kalbinin
..ve..
açıklar..
açılır dumanın rengi,
açığa çıktıkça gözlerinde aşk;
ruhunun kalbi,
hızla
atmaya başlar!
onun her atışında
kalıbının duvarına çarpar
ruhu kalbinin..
..ve sonunda..
yıkar onu!
kiri yıkanır acının,
aktıkça üzerinde(n) yaşam!
ama ölümüne dağılmasın diye
biraz öteye
yeni duvarlar örülür yine!

(u)yanıktır artık ço(cu)kluğun,
(u)yusa da uyku..
ve hiç değildir uslu;
puslu gözlerinden önce
çıkar yokuşu:
yetinemez ki
,,yetimdir
: ne anası olmuştur, ne babası!
sonra koşarak gelir yanına,
başlar kon-uşmaya..
ve bir bir gördüklerini
fısıldar kulağına..
dinlemezsen an-lattıklarını sana,
an(lar) darılır..
dinlenmezsen an-ladıklarında,
yol(lar) daralır..

15/12/2007
oNuR :: sU LeKeSi

Hiç yorum yok:

iZ-LeYiCiLeR