3 Nisan 2008 Perşembe

öN- SöZ :: BoZ(uK) KiTaP

Önce yazıp, sonra bozmuyorum. Boz(uk) kitap kendinden boz(uk). Yazdıkça tanıyorum ben de oyuncularını ve kurgusunu. Kelimelerin peşinden gittiğim ve her adımda değişen bir labirent gibi. Çıkış yolunu yalnız kelimeler biliyor ve ben bir kere içeri girmiş bulunduğum için mecburen onları iz-liyorum. Bu yüzden sadece yazdıktan sonra değil, yazarken de benim mülküm değil bu kitap.

Boş sayfalar düş(ün)cenin boşaltılacağı birer zihinsel lazımlık gibi geliyor artık bana: Yazmazsa yazar, beyni ve kalbi doluyor, tıkanıyor, ne dışrakla beslenebiliyor, ne içrekle üretebiliyor. Doğada israf olmaz ya, yazılanlar da kimi zihinler için zararlı veya istenmeyen atıklarken, kimileri için yararlı veya istenen katıklar oluyor.

iZ-LeYiCiLeR