15 Mart 2009 Pazar

Demokraside Temsil?

Zihinsel hijyenin olmadığı düş(ün)celerde beyinler hastalanır. Bu yüzden temsili demokrasi üzerine kon-uş-madan önce zihinsel hijyen adına biraz kavramsal temizlik gerek.

I – Kavramlar ve Yüklendikleri Anlamlar

I – 1 Siyasi (/Politik) erkin (/gücün) toplanma alanını gösteren yönetişim [1] kavramları:

Monarşi, “Monarchy”, “Tek Erki” : Siyasi erkin iktidar ya da tahakküm düzeyinde tek bir bireye ait oluşu.

Oligarşi, “Oligarchy”, “Takım Erki” : Siyasi erkin iktidar ya da tahakküm düzeyinde tek bir birey öbeğine, topluluğa, takıma ait oluşu.

Demokrasi, “Democracy”, “El Erki” : Siyasi erkin iktidar ya da tahakküm düzeyinde doğrudan tüm topluma ait oluşu.

Anarşi, “Anarchy”, “Erksizlik” : Bireylerin birbiri üzerinde hiçbir şekilde tahakküm düzeyinde siyasi erkinin olmayışı.

I – 2 Ekonomik erkin toplanma alanını gösteren yönetişim kavramları:

Kapitalizm, “Capitalism”, “Ana Mal-cılık”, “Sermaye-cilik” : Ekonomik erkin iktidar ya da tahakküm düzeyinde sermayesi olanlara ait oluşu ve sermayesi olanların emeği olanlara emeklerine karşılık ücret ödeyişi.

Liberalizm, “Liberalism” “Serbest-çilik”, Erkincilik : Ekonomik erkin iktidar düzeyinde sermayesi olanlara ait oluşu ve piyasanın asgari devlet müdahalesi ile serbest rekabete göre kendini düzenlemesi.

Sosyalizm, “Socialism”, [2] “Toplum-culuk” : Ekonomik erkin iktidar ya da tahakküm düzeyinde tüm topluma ait oluşu.

Komünizm, “Communism”, [3] Devletli Sosyalizm, Devlet Kapitalizmi : Ekonomik erkin iktidar ya da tahakküm düzeyinde devlete ait oluşu ve tek sermaye sahibi olan devletin emeği olanlara emekleri karşılığında ücret ödeyişi.

Anarşizm, “Anarchism”, Liberal Sosyalizm, Özgür Sosyalizm : Bireylerin birbiri üzerinde hiçbir şekilde tahakküm düzeyinde ekonomik erkinin olmayışı.

I – 3 Ahlaki erkin toplanma alanını gösteren yönetişim kavramları [5]:

Konformizm, “Con-formism”, “Eş(lenik)-Şekilcilik”, İtaat Ahlakı : Herhangi bir hedef için hareket ederken bir engelle karşılaşılmaması için içinde bulunulan sistemin normlarına göre kendini yeniden şekillendirme.

İsyan Ahlakı : Herhangi bir hedef için hareket ederken bir engelle karşılaşılması durumunda engeli aşabilmek için kendini veya içinde bulunduğu sistemi yeniden şekillendirme.

I – 4 Temsil kavramı:

Birinci Anlam : Bir kişinin ya da bir toplumun adına düşünme, konuşma ve eylemde bulunma.

İkinci Anlam : Belirgin özellikleri yansıtma veya simgeleme.

Üçüncü Anlam : Düş(ün)cede canlandırmada kolaylık için benzetim.

Dördüncü Anlam : Gösterilmek üzere tasarlanmış oyun.

Beşinci Anlam : Söz gelişi. (Halk ağzında)

II – Kavramlar Arasındaki İlişkiler

II – 1 Demokrasi ve Temsili Demokrasi

Demokrasilerde siyasi erk hem azınlıkların haklarının koruyacak, hem de çoğunluğun kararına uyacak şekilde kullanılır. Bu dengenin korunabilmesi için de genelde erkin yasama, yürütme ve yargı gibi üç bağımsız bileşene ayrılması gerekir.

Demokrasiyle yönetişen kişi sayısına göre yönetişimin zorlaşması, geçmişte temsili demokrasi (“representative democracy”) adı altında yeni bir yönetim zihniyetinin doğuşuna sebep olmuştur. Günümüzde doğrudan demokrasinin uygulanması geçmişteki kadar zor olmasa da, mevcut tüm demokrasiler temsili demokrasidir.

Temsili demokrasilerde toplumdaki bireyler dolaylı olarak siyasi erke sahiptir ve onları başka bireyler ya da parti gibi tüzel kişiler temsil eder. Temsilciler çeşitli yöntemlerle seçilebilirler.

Temsili demokrasinin demokrasiden başka bir yönetişim biçimine evrilmemesi için içerdiği temsil kavramının birinci anlamını koruyor olması gerekir. Bunun içinse temsilci seçimlerinde toplumdaki tüm bireyleri temsil edebilecek en az birer aday bulunmalıdır ve seçim, kendisine siyasi erk teslim edileceklerin bu erki tüm toplumu temsil edecek şekilde kullanmak zorunda bırakacak karakterde yapılmalıdır.

Resim – 1: Solukluk derecesi demokrasi indeksini göstermektedir

II – 2 Oligarşi ve Temsili Demokrasi

Temsil kavramının diğer anlamlarından biriyle yüklendiği temsili demokrasiler birer oligarşiye dönüşmüş durumdadır.

İkinci anlamla temsili demokrasilerde siyasi erk sadece temsilcilerin yansıttıkları veya simgeledikleri özellikleri taşıyan birey öbeklerinin elindedir. Dördüncü veya beşinci anlamla temsili demokrasilerde ise seçmenlere temsilcilerin kendilerindeki belirgin özellikleri yansıttığı veya simgelediği düşündürülür. Gerçekte ise bu sadece bir oyundur.

II – 3 Monarşi ve Temsili Demokrasi

Dördüncü veya beşinci anlamla temsili demokrasilerde seçimleri yönlendiren oyunu düzenleyen topluluk içinden tek bir kişiyse ya da başka bir topluluk ise yönetişim biçimi artık monarşiye devrilmiş demektir.

II – 4 Kapitalizm, Konformizm ve Temsili Demokrasi

18. yy itibariyle merkezleştirici iktidar olan Devlet ile bireyselleştirici iktidar olan Pastoral İktidar birleşmiş ve Biyo-İktidar olarak tanımlanabilecek olan Modern Devlet doğmuştur [1]. Biyo-iktidar aracılığıyla bedenler denetimli bir şekilde kapitalizmin üretim araçları arasına dahil edilmiş ve nüfus ekonomik süreçlere uygun kılınmıştır.

Bugün ise zihinler denetimli bir şekilde kapitalizmin üretim araçları arasına dahil ediliyor ve düşünce akımları ekonomik süreçlere uygun kılınıyor gibi görünüyor. Bireysel düzeyde itaat ahlakıyla ilişkilendirilmiş kariyercilik, toplumsal düzeyde ise ikinci, dördüncü veya beşinci anlamla temsili demokrasilerin baskınlığı bu dönüşümün sürücü gücünü oluşturuyor.

Kapitalizm dini anlayışların Muhammedi İslam türevi veya siyasi duruşların Komünizm türevi olduğu ülkelerde biraz daha temkinli olup, bir süre daha zihinleri hasta ve güçsüz tutmak zorunda kalıyor. Zira Muhammedi İslam nefsi ilahlaştırmayı ve ihtiyaçtan fazlasını biriktirmeyi yasaklayıp, infak etmeyi şart koşarken; Komünizm bireylerin birbiri üzerinde hiçbir şekilde tahakküm düzeyinde ekonomik erkinin olmadığı Anarşizm’i hedefliyor. Bu yüzden sözü edilen coğrafyalarda itaat ahlakı ile kariyercilik yeterince ilişkilendirilmeden bireylere hukuksal anlamda tam özgürlük tanınmıyor.

III – Türkiye ve Temsili Demokrasi

Eski Türk inançlarından biri olan Atalar Kültü ile İslam’ın özündeki isyan ahlakının [6] üstünü örten dini anlayışlara sahip olan mezhepler karşılaşıp, harmanlığında Şamanik İslam olarak adlandırılabilecek olan ve itaat ahlakını temel alan bir dini anlayış doğmuştur [7]. Özellikle son birkaç yüzyıl itibariyle bu anlayış Yahudileşme ve Hıristiyanlaşma eğilimi göstermiş [8], vicdanlarda itaat ahlakı iyice baskınlaşmıştır [5]. Türkiye Cumhuriyeti’nin seküler [9] bir devlet olarak kuruluşu ile de itaat ahlakı normalize edilmiş ve ahlaki erkin toplanma alanının din aracılığıyla değişme olasılığı asgari düzeye düşmüştür.

Devletin sosyalist düşünce akımlarından arındırılmış olarak kurulması [10] ise ekonomik erkin toplanma alanının tamamen kapitalizme göre belirlenmesine ve demokrasideki temsilin en başında en fazla ikinci anlamda olabilmesine sebep olmuştur. 1960’larda batıda sosyalist akımlar kabuk değiştirip, ekonomik süreçlere uygun kılınırken; Türkiye onlarla yeni(den) tanışmış ve bu gecikmişlik zihinlerde sürtünme yaratmıştır. Türkiye’de ahlaki erkin toplanma alanının siyaset aracılığıyla değişme olasılığının da asgari düzeye düşmesi için sosyalist akımlar karalanmış [12], [13] ve demokrasideki temsilin anlamı biraz daha aşağılara kayıp, rengi iyice koyulaşmıştır (bkz: Resim – 1).

Bugün Türkiye’de sadece belirgin bazı özellikleri yansıttığı veya simgelediği düşün(dür)ülen ama düşünme, konuşma ve eylemleri sözü geçen özelliklerle kesinlikle örtüşmeyen adaylar arasından temsilcilerin seç(tir)ildiği oligarşik bir yönetişim biçimi mevcut görünüyor. Sadece ekonomik erk sahibi bireyler temsilci olup, siyasi erk kazanabiliyor ve temsil sistemi onların ekonomik erkini pekiştiriyor. Gerçekte partilerini temsil etmesi gereken liderler siyasi partiler iç tüzüğü sayesinde partileri birer monarşik örgüte çeviriyor ve partiler üzerinden sisteme siyasi çözüm üretme olasılığı asgari düzeye düşüyor.

Kariyercilik ile itaat ahlakı yeterince ilişkilenmediği için hala dini anlayışlar ve siyasi duruşlara dair hukuksal özgürlükler kısıtlı tutulmak zorunda. Bu yüzden de zihinler bir süre daha hasta ve güçsüz kalmalı [14]. Böylece yerli kapitalistler yabancı rakiplerine karşı kısa vadede zayıf görünse de, uzun vadede denk olabilecek.

Peki ya kariyercilik ve itaat ahlakı yeterince ilişkilenmeden Muhammedi İslam’ın anarşist duruşu keşfedilir ve anarşik yönetişim biçimlerine ilgi uyanırsa ne olur?

* * *

1) “Govern-mentality”, “yönetim zihniyeti” daha fazla ayrıntı için bkz: Yönetişim
2) “Society” herhangi bir ilişki veya yakınlık ile birbirine bağlı olan herhangi bir toplum (“community”) demek
3) “Community” ahali, devlet, halk, kamu, yani ortak yaşayan [4] bir topluluk demek
4) “ Communication” ilişki, bağlantı, iletişim demek.
5) Ahlakın tanımı ve daha fazla ayrıntı için bkz: Din-Siyaset ikilemesinde 1 Birleme – 2
6) Daha fazla ayrıntı için bkz: Anarşik İslam ve Din-Siyaset ikilemesinde 1 Birleme – 1
7) Daha fazla ayrıntı için bkz: (d)evrilen ritüeller 3 - Şamanik İslam - Türbe & Mezarlıklar
8) Daha fazla ayrıntı için bkz: Beyan-Burhan-İrfan üzerine 2
9) Daha fazla ayrıntı için bkz: Laiklik Vs Sekülerizm
10) TBMM siyasi partiler listesinde Cumhuriyet (!) [10] öncesinda var olan sosyalist partiler görülebilir.
11) bkz: 10 (cumhuriyet)
12) Daha fazla ayrıntı için bkz: Sağ ve Sol üzerine
13) Daha fazla ayrıntı için bkz: Merak ve Şüphe
14) Daha fazla ayrıntı için bkz: Düşün Taşın

1 yorum:

kaosjunkie dedi ki...

""Kapitalizm dini anlayışların Muhammedi İslam türevi veya siyasi duruşların Komünizm türevi olduğu ülkelerde biraz daha temkinli olup, bir süre daha zihinleri hasta ve güçsüz tutmak zorunda kalıyor. Zira Muhammedi İslam nefsi ilahlaştırmayı ve ihtiyaçtan fazlasını biriktirmeyi yasaklayıp, infak etmeyi şart koşarken; Komünizm bireylerin birbiri üzerinde hiçbir şekilde tahakküm düzeyinde ekonomik erkinin olmadığı Anarşizm’i hedefliyor. Bu yüzden sözü edilen coğrafyalarda itaat ahlakı ile kariyercilik yeterince ilişkilendirilmeden bireylere hukuksal anlamda tam özgürlük tanınmıyor.""

keşke var olan dünyada kavramların kadar net açıklanabilse,kusursuz olabilse .
Aşırı tarafsız durmaya çalışsa da ve bilimsel olsa da güzel bir yazı.

iZ-LeYiCiLeR