26 Ocak 2008 Cumartesi

platonik aşk


öN-eRMeLeR’den üçüncüsünü biraz daha derinleştirmek mümkün olabilir:

Eğer kişi kendini yeterince beğeniyorsa ve beğendiği bir başkası da kendini yeterince beğeniyorsa, beğendiğinin de onu beğenme olasılığı yüksektir.

Eğer kişi birisini beğeniyorsa ve hayallerinde onunla beraber olabiliyorsa ama beğendiği onu beğenmiyorsa iki olasılık vardır.

İlk olasılık kişinin kafasındaki kişi ile karşısındaki kişinin birbirinden çok farklı kişiler olmasıdır. Bu durumda bir birliktelik için karşısındakinin kafasındakine yakınsaması gerekir. Bunun için de çaba harcanmalıdır ki karşıdakini değiştirmek yerine kafasındakine daha yakın birisini aramak daha makuldür.


Bu arada, kişi karşısındakinin kafasındakine yakınsamasını sağlasa bile artık karşısındaki kafasında bambaşka birisinin oluşmasına sebep olabilir ve ardı sıra beğeni de ortadan kalkabilir.

İkinci olasılık kişinin hayallerindeki haliyle kendisinin birbirinden çok farklı kişiler olmasıdır. Bu durumda bir birliktelik için kişinin hayallerindeki haline yakınsaması gerekir. Birliktelikten bağımsız olan hayaller gerçekleştirilmeye başlandıkça, karşısındaki de onu beğenmeye başlayacaktır.

Bu sırada kişi serdengeçtiliği erdemleştirip, diğer tüm hayallerini birliktelik hayaline bağlayabilir. Böyle yaparsa beğendiğinin de onu beğenmesi başta olmak üzere tüm hayallerinin gerçekleşme olasılığının sıfıra gittiği bir paradoks içine sokar kendisini.

1 yorum:

ozlem dedi ki...

uzun süredir kafamı toplayıp da uğrayamıyordum buraya.. eline sağlık, güzel yazmışsın.. hele ilk önerme doğru geldi bana, umuyorum en azından doğru olmasını.. kendimizi birilerine beğendirmek ya da beğendirememek derin izler bırakıyor bizde, her iki koşulda da.. ve herkes beğenilmeme korkusu duyuyor, çoğu zaman yanlış kişilere.. en önemlisi ama kendimize beğendirebiliyor muyuz acaba kendimizi.. burda düğüm çözülürse çok önemi kalmıyor beğenilmenin, çünkü en sözü geçer kişinin onayını almış oluyoruz: kendimizin.

iZ-LeYiCiLeR