25 Ağustos 2010 Çarşamba

YURT ve DEVLET SEVGİSİ ÜZERİNE

Allah'ın yeryüzü geniş değil miydi,
kötülük diyarını terk etmenize yetecek kadar?
(Kur’an, Nisa 97)

Etrafı sınırlarla çevrilmiş, ötesinde korku, hatta nefret olan bir sevgi olabilir mi? Yurt ve devlet sevgisi gibi.. Sevgi, sevgiyi doğurur! Seversin, sevdiğinin sevdiğini seversin, sevdiğini seveni seversin, sevdiğini doğuranı ve onunla beraber doğurduklarınızı seversin,, ve bu böyle sürer gider. Sevgi sınır tanımaz, (t)aşar. Peki ya yurt/devlet sevgisi?

Ne demiş eskiler, her şey karşıtıyla birlikte vardır ve her ne ki haddini aşar, karşıtına devrilir. Bir şey gereğinden fazla sevilirse, nefrete dönüşür ona duyulan sevgi. Kişi bunu kabullenmek istemeyince de sevdiğini sandığının dışındakilere yansıtır içine sığmayan o büyük nefretini! Ve korkar, kaçar diğerlerinden: Zira biraz yaklaşıverse, onlardan nefret etmediğini fark edecektir! İşte yurt sevgisi de böyledir genellikle: Hangi toprak parçası bir insanın hayatından daha önemli olabilir ki?

Hoş, günümüzde üzerine beton dökülmeyen bir toprak parçası da pek kalmadı ya. Artık yurt dediğimiz, Devlet denilen devasal hapishanelerin içerisi! Devletlerin birer hapishane olduğu, hep birisinin içinde yaşanıldığı sürece çok kolay anlaşılmıyor tabii ki. Kendisini devirecek korkusuyla bütün çocuklarını yutan Tanrı Kronüs gibi hepsi! Ne yazık ki bu sefer Zeus ve kardeşlerini Devlet Baba’larından kurtaracak bir Toprak Ana yok yeryüzünde. Her yer Devlet Baba’larla kaplı..

Anneyi öldüren bir baba nasıl sevilir ki? Korkarım kötülük diyarı, tüm yeryüzüne yayıldı! Belki bize Allah’ın başka bir yeryüzü gerek..

Hiç yorum yok:

iZ-LeYiCiLeR