Yıllarca bu cümle üzerine düşündüm. Büyüklerin yaşamı ve ölümü anla(t)madaki eksikliğini, hatta acizliğini tüm çıplağıyla gösteren bu cümleyi.. Küçüklerin kendileri gibi soyut ve somut ayrımına sahip olmadıklarını unutan büyüklerin, küçükleri de içinde bulundukları o karanlık çukura çekme çabasını.. Ve hep kızdım büyüklere: “Küçükler kadar doğru kim anlayabilir ki bunu? Neden düş(ün)cenizdeki kirleri onlara da bulaştırmaya çalışıyorsunuz, algılayışınızı bulandıranları onların duru suyuna atıyorsunuz?” diye..
Neyse ki benim yanımda kimse kurmamış bu cümleyi. Zira şimdi an’ladım ki sorun bu cümleyi kurmakta değil, sonrasını getirmemekte: Bir çocuğa bu cümleyi söyleyişin ardından bundan ne anladığını sormak ve içrek karanlığı onun anlayışıyla aydınlatmak gerekiyormuş!
Nicedir kon-uş-madığım içrek çocukluğum an’lattı bana da az önce. Aklıma gelenleri duyunca, birden içim ürperdi, yüreğim taştı, gözlerim doldu..
Melek(e)ler.. ..öz-ü-gür iradesi olmayan, öz iradey(l)e er(i-ş)miş can-lılar. Bu dünyadan bakınca, belki doğanın kanunları: Yağmur damlalarını yeryüzüne birer birer sırtlarında indirenler, iki elektronun arasında olup, böylece etkileşim(ler(in))e sebep (*aracı) olanlar, bedenden özgür :nurdan (*ışıktan) canlar (*gör-ünmeyenler, bil-inmeyenler).. ..en önemlisi de “Bizler hamdinle seni tespih ve takdis edip dururken, orada bozgunculuk, yozlaşma çıkartacak, kan dökecek olanı mı var edeceksin?” diye yaratılışına karşı çıktıkları Adem’e O’nun rızası için secde edenler (!) ve akıl hocaları İblis’e (Azazil’e) bakıp, onun gibi olmadıkları için ikinci kez secdeye varanlar..
Şimdi bunları bir bir söyleyin içrek çocukluğunuza, sonra da kulağına eğilip, fısıldayın başlangıç noktamızdaki cümleyi.. ..bakalım neler söyleyecek ardından size?
2 yorum:
Ne yapacaktı Anne/Baba ya da zavallı insanlar.. Bu o çocuğa verilmiş bir cevap değil yalnızca, çıldırmamak isteyen bir insancığın cevabıdır: melek olmalıdır insan yoksa dayanamaz, tutunamaz bu dünyaya.
Gerçeği görmek kolaydır aslında, ama zordur da bir yandan.. Nedeni, gerçek acıtıyor be Onur..
Muratçım, yorumun üzerine yazıyorum bir sonraki yazıyı: düş(ün)üşçe 5..
Yorum Gönder