Benim hep içim burkuluyor böyle bilim haberlerini okurken, birden parlayan öfke yerini önce
acıya, sonra da hüzne bırakıyor.
Tatvanlı Medeni abiye doğru düzgün bir şekilde
bilimsel eğitim verilseydi, bu merak ve motivasyonla kim bilir ne güzel şeyler
yapardı hem kendisi, hem de bizler için.
Haydi, ona böyle bir imkân yarat(a)madık
diyelim. En azından televizyonlarda, gazetelerde, kitaplarda,, vs karşısına
çıkartsaydık hakiki bilimle tanışma imkânını! Hem böyle rezil olmazdı farkında
olmadan, hem de hala güzel şeyler yapma fırsatı olabilirdi.
Biz ne yaptık peki?
Hollywood propagandalarına taş çıkartan, şunun
gibi algı/toplum mühendisliği ürünleri tasarladık devlet eliyle: erke dönergeci.
Bilim haberciliğinin yüz karası Türkiye medyası (bakınız:
bilim-bilmiyim) sınırsız enerji
üretebileceğimize inanmışken, Medeni abi nasıl inanmasın?
Evrim ve kuantum teorileri hakkındaki saçmalamalara bile topluca itiraz edemeyen akademimiz, bu olanaksızlık karşısında da
kuzuların sessizliğini bozmamışken, o nereden bilsin kendi kendine neyin
peşinde ömrünü törpülediğini?
Seküler devletin meşruiyet devşirmek için –
özellikle milli eğitim aracılığıyla – bilim üzerindeki tahakkümünün de, cahil medyanın
ideolojik aygıt olmaktan öteye gitmesini engelleyen korkaklığının da, kendine
bile yetmekten aciz akademinin bilgiyi toplumla paylaşmada yeteneksizliğinin de
canı cehenneme.
Şu an önemsediğim onlar değil, Medeni abi gibi yurdum
mucitleri.
Zaten kaç kişi çıkıyor toplumda maç skorlarını,
seçim sonuçlarını, paparazzi dedikodularını,, vs değil de böyle adam akıllı şeyleri
merak eden? Onlara da layık gördüğümüz sona bakın hele: âleme madara olup, akademideki
çoluk çocuğun diline düşmek!
Oysa ne güzel şeyler yapabilirdi Medeni abi bu
merak ve motivasyonla?
Düşünsenize ya hu! Düşünsenize...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder