Göz-yaşlarını son damlasına kadar tükettin!
..Onun için..
Bir damlası bile güneşin ateşini söndürmeye yetecekken..
Ve sade bir "hoşça-kal" ile ile yetindin..
..Onu uğur-lar-ken..
Hoşçakal Umut!
..Onun için..
Bir damlası bile güneşin ateşini söndürmeye yetecekken..
Ve sade bir "hoşça-kal" ile ile yetindin..
..Onu uğur-lar-ken..
Hoşçakal Umut!
25/05/2001
4 yorum:
Umut uğurlanamaz.
Az önce bir köşe yazısı okudum, işte ondan bir parça: "Bazı umutlar patolojiktir. Tıpkı kanser gibi, bünyeyi sardı mı tamam. Köpek kemikle, eşek havuçla, insan umutla güdülür. Umut insanın palanıdır bir bakıma... Umudunu yönettiğiniz insanı da yönetirsiniz."
Zaman geçtikçe anlaşılıyor bazı şeylerin nedenleri. Meğer umudu uğurlamanın da varmış bir nedeni. Bilmezdim ama yaklaşmıştım: Diğer tüm şartlandırmalarımı yıkan bir şartlandırma olduğunun farkındaydım.
Yani umudu uğurlaman da mı bir umuttu? *
* = Eğer öyle ise ne büyük bir paradoks içindeyiz. Hem de Russell cinsinden..
Sanırım öyle(ydi) Muratçım..
Beynimiz sadece bizden (/bilinçten) daha çok algılayıp, bilmiyor, aynı zamanda bizden daha karmaşık düşünebiliyor da.. Ama bunu göstermesi için ona fırsat vermemiz gerek. Çözüm arayışında kendimizi tüketip, umutsuzca banyoya gittiğimizde aslında ona teslim oluyor ve böyle bir fırsatı vermiş oluyoruz..
Yani bazen tüm umudumuzu yitirmeden gerçekten umutlanabilecek kadar öz-ü-gür olamıyoruz..
Yorum Gönder