Önce yazıp, sonra bozmuyorum. Boz(uk) kitap kendinden boz(uk). Yazdıkça tanıyorum ben de oyuncularını ve kurgusunu. Kelimelerin peşinden gittiğim ve her adımda değişen bir labirent gibi. Çıkış yolunu yalnız kelimeler biliyor ve ben bir kere içeri girmiş bulunduğum için mecburen onları iz-liyorum. Bu yüzden sadece yazdıktan sonra değil, yazarken de benim mülküm değil bu kitap.
Boş sayfalar düş(ün)cenin boşaltılacağı birer zihinsel lazımlık gibi geliyor artık bana: Yazmazsa yazar, beyni ve kalbi doluyor, tıkanıyor, ne dışrakla beslenebiliyor, ne içrekle üretebiliyor. Doğada israf olmaz ya, yazılanlar da kimi zihinler için zararlı veya istenmeyen atıklarken, kimileri için yararlı veya istenen katıklar oluyor.
4 yorum:
Yaw sen yaz. Bırak odayı gönülü açtık sana. Yene krize gireceğimi bilsem (Galiba biliyorum ama salla) gene okurum. Gene bakabilirim inşallah gözlerine. Haa bu arada gay falan değilim. Ona göre kıskananlar olmasın.
Hoca bu yorumlar tamamensenin yazıdan kopy paste tekniği ile üretilmştir. Balataları yakmış bir arkadaşımın icadıdır bu.
Bu kısımdan sonra yazacaklarım senin bozuk kitaptan. Srasıyla takip edersin çok güzel.
Önce kitap her adımda değişen bir labirent gibi Çıkış yolunu yalnız ben iz-liyorum. Bu Boş düş(ün)cenin beyni ve kalbi doluyor, tıkanıyor, ne dışrakla beslenebiliyor, ne içrekle üretebiliyor.
Kismissin YaZMaYa gibi..
Sahi neden?
Belki de, ben safi "Var" olabilmek icin "YaZmaYa" inandigim icin.. garipsedim.. ama yanlis anlamista olabilirim..
Ha.. bu arada.. yeniden Merhaba..:)
Merhabalar iki güzel insan..
Öncelikler Taylancım, yöntem gerçekten iyiymiş. Ama arkadaşının balatayı yakma sebebi bu yöntem olabilir ;)
Ve Muratçım.. Yazmaya küsmedim. Aksine boz(uk) kitap, yazmadaki evrimimde bir devrim gibi.. Var olmak için değil, dönüş(tür)mek için bir şey artık benim için yazmak..
Yorum Gönder