
Sigara, tek zaafım: Öyle ki, tüm anarşikliğime rağmen, ondan kurtulmak adına toplum düzeyinde tahakküm ilişkileri tasarlayabiliyor(d)um! Kolay kolay kimseye kızamasam da, yürürken önümde onu içen adama çatabiliyor(d)um. Ya da güzel bulduğum birine karşı tüm beğenim onun dumanında bir anda boğulabiliyor(du), çekicilik iticiliğe dönüşebiliyor(du).
Adım kadar emin(d)im ki şu günlerde bir kitap indirecek olsaydı, Tanrı bile kitabında her şeyden önce ilk onu içmeyi yasaklardı! Bir anne nasıl olur da çocuğunu bu kadar rahat zehirleyebilir(di)? Bir insan nasıl olur da kendi kendine hissedebileceklerini küçük bir moleküle bağımlı kılıp, öylece köleliği seçebilir(di)??

Tam da bu zaaf ve onun türevi olan eminlik yüzünden olsa gerek, Tanrı bana sigara içen birisinin gözleri ardında belirmeyi seçti. Ey aşk, sen nelere kadirsin? Kendimi bulmam kadar, kendimi bilmem için de mi ihtiyacım var sana? Hudutları aşmamı sağlayan sen, haddimden taşmamı da mı önleyecektin?
Sanırım kimileri için sigaradan kurtulmanın, kimileri içinse sigaraya katlanmanın tek bir yolu var: Aşk!!
Aşk olsun Tanrım.. Aşk olsun..