22 Mart 2009 Pazar

İslam Vs Kapitalizm

- Allah’ın selamı üzerine olsun,
- O’nun selamı benden sana olsun.

- O’nun yardımına ihtiyacım var aslında!

- Hayırdır kardeş?

- Kızımın yaşamasına izin vermesi için doktorların onu ameliyat etmesi, doktorların onu ameliyat etmesine şu kahrolası sistemin izin vermesi içinse 10.000 lira gerek!

- Desene daha önce, Allah’ın mülkünden o kadarını biriktirebilirim kısa bir süre içinde..

- O’nun rızkını bana ulaştırmasına aracılık edebilme olgunluğunu gösterebildiğin için Allah senden razı olsun,

- Biz Allah’tan razı olalım kardeş. Bakara 219: “De ki: İhtiyaçtan fazlasını infak edin.
- Hamd yalnızca Allah’adır,

- Hamd yalnızca Allah’adır kardeş.


- Allah’ın selamı üzerine olsun,
- O’nun selamı benden sana olsun.

- O’nun yardımına ihtiyacım var aslında!

- Hayırdır kardeş?

- Kızımın yaşamasına izin vermesi için doktorların onu ameliyat etmesi, doktorların onu ameliyat etmesine şu kahrolası sistemin izin vermesi içinse 10.000 lira gerek!

- Desene daha önce, Allah’ın mülkünden o kadarını biriktirebilirim kısa bir süre içinde..

- O’nun rızkını bana ulaştırmasına aracılık edebilme olgunluğunu gösterebildiğin için Allah senden razı olsun. Bakara 274: “Mallarını gece ve gündüz, gizlice ve açıkça infak edenler yok mu, işte onların Rableri katında ecir ve mükafatları vardır. Ve onlara herhangi bir korku yoktur, onlar hiçbir zaman mahzun da olmazlar.

- Hamd yalnızca Allah’adır kardeş,

- Hamd yalnızca Allah’adır..

- Allah’ın selamı üzerine olsun,
- Allah’ın selamı üzerine olsun.
- O’nun yardımına ihtiyacım var aslında!

- Hayırdır kardeş?

- Kızımın yaşamasına izin vermesi için doktorların onu ameliyat etmesi, doktorların onu ameliyat etmesine şu kahrolası sistemin izin vermesi içinse 10.000 lira gerek!

- Deme ya, Allah’ın mülkünden o kadarını biriktirebilirim kısa bir süre içinde ama..

- O’nun rızkını bana ulaştırmasına aracılık edebilme olgunluğunu gösterebilirsen Allah senden razı olsun. Bakara 272: “Siz yalnızca Allah rızasını gözetmenin dışında infak etmezsiniz. İyilik cinsinden ne infak ederseniz o size aynen ödenir. Size hiçbir şekilde haksızlık yapılmaz.

- Hamd yalnızca Allah’adır kardeş,

- Hamd yalnızca Allah’adır..


- Allah’ın selamı üzerine olsun,
- Allah’ın selamı üzerine olsun.

- O’nun yardımına ihtiyacım var aslında!

- Hayırdır kardeş?

- Kızımın yaşamasına izin vermesi için doktorların onu ameliyat etmesi, doktorların onu ameliyat etmesine şu kahrolası sistemin izin vermesi içinse 10.000 lira gerek!

- Deme ya, malımdan o kadar para verebilirim sana ama..

- O’nun rızkını bana ulaştırmasına aracılık edebilme olgunluğunu gösterebilirsen Allah senden razı olsun. Bakara 264: “Allah yolunda mallarını infak eden, sonra verdiklerinin arkasından başa kakmayı, gönül incitmeyi uygun görmeyen kimselerin Rableri yanında mükafatları vardır. Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir..

- Haklısın kardeş, al bakalım,

- Hamd yalnızca Allah’adır..


- Allah’ın selamı üzerine olsun,
- Allah’ın selamı üzerime olsun.

- O’nun yardımına ihtiyacım var aslında!

- Hayırdır kardeş?

- Kızımın yaşamasına izin vermesi için doktorların onu ameliyat etmesi, doktorların onu ameliyat etmesine şu kahrolası sistemin izin vermesi içinse 10.000 lira gerek!

- Deme ya, Allah yardımcın olsun..

- Sen Allah’ın mülkünden o kadarını biriktirebiliyorsun sanırım kısa bir süre içinde?

- Öyle kardeş ama daha iki gün önce yüklü bir miktar nafaka verdim bir yoksula.
- O’nun rızkını bana ulaştırmasına aracılık edebilme olgunluğunu gösterebilecek olsaydın Allah senden nasıl razı olurdu, bir bilsen. Bakara 215: “Sana nereye infak edeceklerini soruyorlar. De ki: Hayır olarak verdiğiniz nafaka, ana baba, yakınlar, öksüzler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak daha ne yaparsanız herhalde Allah onu bilir.

- Haklısın kardeş, al bakalım..

- Hamd yalnızca Allah’adır..


- Allah’ın selamı üzerine olsun,
- Allah’ın selamı üzerime olsun.

- O’nun yardımına ihtiyacım var aslında!

- Hayırdır kardeş?

- Kızımın yaşamasına izin vermesi için doktorların onu ameliyat etmesi, doktorların onu ameliyat etmesine şu kahrolası sistemin izin vermesi içinse 10.000 lira gerek!

- Deme ya, Allah yardımcın olsun..

- Sen Allah’ın mülkünden o kadarını biriktirebiliyorsun sanırım kısa bir süre içinde?

- Öyle kardeş ama daha iki gün önce yüklü bir miktar nafaka verdim bir yoksula.

- O’nun rızkını bana ulaştırmasına aracılık edebilme olgunluğunu gösterebilecek olsaydın Allah senden nasıl razı olurdu, bir bilsen. Bakara 215: “Sana nereye infak edeceklerini soruyorlar. De ki: Hayır olarak verdiğiniz nafaka, ana baba, yakınlar, öksüzler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak daha ne yaparsanız herhalde Allah onu bilir.

- Haklısın kardeş ama..

- Bakara 219: “Yine sana neyi infak edeceklerini soruyorlar. De ki: İhtiyaçtan fazlasını infak edin. İşte böylece Allah, size âyetlerini açıklıyor. Umulur ki siz düşünürsünüz.

- Haklısın kardeş, al bakalım..

- Hamd yalnızca Allah’adır..



- Allah’ın selamı üzerine olsun,
- Ve aleyküm selam.

- O’nun yardımına ihtiyacım var aslında!

- Hayırdır kardeş, kimin yardımına ihtiyacın var?

- Kızımın yaşamasına Rabb’imin izin vermesi için doktorların onu ameliyat etmesi, doktorların onu ameliyat etmesine şu kahrolası sistemin izin vermesi içinse 10.000 lira gerek!

- Deme ya, Allah yardımcın olsun..
- Sen Allah’ın mülkünden o kadarını biriktirebiliyorsun sanırım kısa bir süre içinde?

- Öyle kardeş ama bu aylık nafakamı verdim bile ben bir yoksula.
- O’nun rızkını bana ulaştırmasına aracılık edebilme olgunluğunu gösterebilecek olsaydın Allah senden nasıl razı olurdu, bir bilsen. Bakara 215: “Sana nereye infak edeceklerini soruyorlar. De ki: Hayır olarak verdiğiniz nafaka, ana baba, yakınlar, öksüzler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak daha ne yaparsanız herhalde Allah onu bilir.

- Haklısın kardeş ama dedim ya ben bu aylık hakkım olan nafakayı verdim..

- Bakara 219: “Yine sana neyi infak edeceklerini soruyorlar. De ki: İhtiyaçtan fazlasını infak edin. İşte böylece Allah, size âyetlerini açıklıyor. Umulur ki siz düşünürsünüz.

- Yahu, niye anlamıyorsun? Sen benim neye ihtiyacım olduğunu nerden bileceksin, senin ihtiyacınla bir olur mu hiç benimki?

- Tevbe 53: “O münafıklara şunu da de ki; gerek isteyerek, gerek istemeyerek infak edip durun. O infak ettikleriniz sizden hiçbir zaman kabul edilmeyecektir. Çünkü siz fasık bir kavimsiniz.

- Bir kere şu okuyup durduğun infak ayetleri Peygamber Dönemi’ne ait ayetler, bizim için değil onlar. Bugün hiç aklın alıyor mu böyle bir şeyin olabileceğini? Hem sen kim oluyorsun da Kur’an’ı kendince yorumluyorsun? Bu zamana kadar herkes yanlış biliyordu da sen mi doğru biliyorsun? Sen nasıl oluyor da Kur’an’ı kendince yorumluyorsun?

- Tevbe 54-60: “İnfakların onlardan kabul olunmamasına sebep, gerçekte Allah'a ve Resulüne inanmamaları, namaza ancak üşene üşene gelmeleri, verdiklerini de ancak istemeye istemeye vermeleridir. Onların malları da, evlatları da sakın seni imrendirmesin. Bu olsa olsa, Allah'ın onları dünya hayatında bu gibi şeylerle azaba uğratmasından ve canlarının kâfir olarak çıkmasını murat etmiş olmasından başka bir şey değildir. Hiç şüphesiz onlar, sizden olduklarına dair yemin de ederler. Halbuki sizden değildirler. Fakat onlar öyle bir kavimdirler ki, korkudan ödleri patlıyor. Eğer sığınacak bir yer veya barınacak mağaralar veyahut girilecek bir delik bulsalardı başlarını diker o tarafa doğru koşarlardı.

- Sen falanca hadisi duymadın mı hiç? Wallahi sapıtmışsın sen!

- Yunus 15-17: “Böyle iken, âyetlerimiz, kesin birer belge olarak kendilerine okunduğu zaman, o bizimle karşılaşmayı ummayanlar, "Bundan başka bir Kur'ân getir veya bunu değiştir." dediler. De ki, "Onu kendiliğimden değiştiremem, benim açımdan bu olacak bir şey değildir. Ben ancak bana vahyolunana uyarım. Rabb’ime isyan edersem, şüphesiz büyük bir günün azabından korkarım." De ki, "Eğer Allah dileseydi ben onu size okumazdım. O da onu hiçbir şekilde size bildirmezdi. Bilirsiniz ki, ben sizin içinizde bundan önce yıllarca bulundum. Siz hâlâ aklınızı başınıza toplamayacak mısınız?" Artık bir yalanı Allah'a iftira eden veya O'nun âyetlerini inkar edenden daha zalim kim olabilir? Hiç şüphesiz o mücrimler iflah olmayacaklar.

- Hiçbir ayeti inkar ettiğimi zannetmiyorum ben! Sen ne demeye çalışıyorsun?

- Yunus 36: “Onların birçoğu zandan başka bir şeye uymaz. Zan ise haktan hiç bir şeyin yerini tutmaz. Şüphesiz ki, Allah onların ne yaptıklarını bilir.

- Yahu, sen kim oluyorsun? Müslümanlığı senden mi öğreneceğim ben?

- Yunus 41-44: “Eğer seni inkâr etmeyi sürdürürlerse, de ki; "Benim amelim bana, sizin ameliniz de size aittir. Benim yapacağım sizi ilgilendirmez, sizin yapacağınız da beni ilgilendirmez." İçlerinden seni dinlemeye gelenler de var. Sen, sağırlara, üstelik akılsız da olanlara dinletebilir misin? İçlerinden sana bakanlar da var. Fakat sen, körlere, üstelik basiretleri de yoksa hidayet edip yol gösterebilecek misin? Şurası kesindir ki Allah, insanlara zerre kadar zulmetmez. Ne var ki, insanlar kendi kendilerine zulmedip duruyorlar.

- Bana bak, ben seni..

- Yunus 108-19: “De ki: "Ey insanlar! İşte size Rabbinizden hak geldi. Artık kim hidayeti kabul ederse kendi canı için kabul etmiş olur. Kim sapıklık ederse kendi zararına sapıklık etmiş olur. Ve ben sizin üzerinize vekil değilim." Sana vahyolunana uy! Ve Allah hükmünü verinceye kadar sabret. Çünkü O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır.

15 Mart 2009 Pazar

Demokraside Temsil?

Zihinsel hijyenin olmadığı düş(ün)celerde beyinler hastalanır. Bu yüzden temsili demokrasi üzerine kon-uş-madan önce zihinsel hijyen adına biraz kavramsal temizlik gerek.

I – Kavramlar ve Yüklendikleri Anlamlar

I – 1 Siyasi (/Politik) erkin (/gücün) toplanma alanını gösteren yönetişim [1] kavramları:

Monarşi, “Monarchy”, “Tek Erki” : Siyasi erkin iktidar ya da tahakküm düzeyinde tek bir bireye ait oluşu.

Oligarşi, “Oligarchy”, “Takım Erki” : Siyasi erkin iktidar ya da tahakküm düzeyinde tek bir birey öbeğine, topluluğa, takıma ait oluşu.

Demokrasi, “Democracy”, “El Erki” : Siyasi erkin iktidar ya da tahakküm düzeyinde doğrudan tüm topluma ait oluşu.

Anarşi, “Anarchy”, “Erksizlik” : Bireylerin birbiri üzerinde hiçbir şekilde tahakküm düzeyinde siyasi erkinin olmayışı.

I – 2 Ekonomik erkin toplanma alanını gösteren yönetişim kavramları:

Kapitalizm, “Capitalism”, “Ana Mal-cılık”, “Sermaye-cilik” : Ekonomik erkin iktidar ya da tahakküm düzeyinde sermayesi olanlara ait oluşu ve sermayesi olanların emeği olanlara emeklerine karşılık ücret ödeyişi.

Liberalizm, “Liberalism” “Serbest-çilik”, Erkincilik : Ekonomik erkin iktidar düzeyinde sermayesi olanlara ait oluşu ve piyasanın asgari devlet müdahalesi ile serbest rekabete göre kendini düzenlemesi.

Sosyalizm, “Socialism”, [2] “Toplum-culuk” : Ekonomik erkin iktidar ya da tahakküm düzeyinde tüm topluma ait oluşu.

Komünizm, “Communism”, [3] Devletli Sosyalizm, Devlet Kapitalizmi : Ekonomik erkin iktidar ya da tahakküm düzeyinde devlete ait oluşu ve tek sermaye sahibi olan devletin emeği olanlara emekleri karşılığında ücret ödeyişi.

Anarşizm, “Anarchism”, Liberal Sosyalizm, Özgür Sosyalizm : Bireylerin birbiri üzerinde hiçbir şekilde tahakküm düzeyinde ekonomik erkinin olmayışı.

I – 3 Ahlaki erkin toplanma alanını gösteren yönetişim kavramları [5]:

Konformizm, “Con-formism”, “Eş(lenik)-Şekilcilik”, İtaat Ahlakı : Herhangi bir hedef için hareket ederken bir engelle karşılaşılmaması için içinde bulunulan sistemin normlarına göre kendini yeniden şekillendirme.

İsyan Ahlakı : Herhangi bir hedef için hareket ederken bir engelle karşılaşılması durumunda engeli aşabilmek için kendini veya içinde bulunduğu sistemi yeniden şekillendirme.

I – 4 Temsil kavramı:

Birinci Anlam : Bir kişinin ya da bir toplumun adına düşünme, konuşma ve eylemde bulunma.

İkinci Anlam : Belirgin özellikleri yansıtma veya simgeleme.

Üçüncü Anlam : Düş(ün)cede canlandırmada kolaylık için benzetim.

Dördüncü Anlam : Gösterilmek üzere tasarlanmış oyun.

Beşinci Anlam : Söz gelişi. (Halk ağzında)

II – Kavramlar Arasındaki İlişkiler

II – 1 Demokrasi ve Temsili Demokrasi

Demokrasilerde siyasi erk hem azınlıkların haklarının koruyacak, hem de çoğunluğun kararına uyacak şekilde kullanılır. Bu dengenin korunabilmesi için de genelde erkin yasama, yürütme ve yargı gibi üç bağımsız bileşene ayrılması gerekir.

Demokrasiyle yönetişen kişi sayısına göre yönetişimin zorlaşması, geçmişte temsili demokrasi (“representative democracy”) adı altında yeni bir yönetim zihniyetinin doğuşuna sebep olmuştur. Günümüzde doğrudan demokrasinin uygulanması geçmişteki kadar zor olmasa da, mevcut tüm demokrasiler temsili demokrasidir.

Temsili demokrasilerde toplumdaki bireyler dolaylı olarak siyasi erke sahiptir ve onları başka bireyler ya da parti gibi tüzel kişiler temsil eder. Temsilciler çeşitli yöntemlerle seçilebilirler.

Temsili demokrasinin demokrasiden başka bir yönetişim biçimine evrilmemesi için içerdiği temsil kavramının birinci anlamını koruyor olması gerekir. Bunun içinse temsilci seçimlerinde toplumdaki tüm bireyleri temsil edebilecek en az birer aday bulunmalıdır ve seçim, kendisine siyasi erk teslim edileceklerin bu erki tüm toplumu temsil edecek şekilde kullanmak zorunda bırakacak karakterde yapılmalıdır.

Resim – 1: Solukluk derecesi demokrasi indeksini göstermektedir

II – 2 Oligarşi ve Temsili Demokrasi

Temsil kavramının diğer anlamlarından biriyle yüklendiği temsili demokrasiler birer oligarşiye dönüşmüş durumdadır.

İkinci anlamla temsili demokrasilerde siyasi erk sadece temsilcilerin yansıttıkları veya simgeledikleri özellikleri taşıyan birey öbeklerinin elindedir. Dördüncü veya beşinci anlamla temsili demokrasilerde ise seçmenlere temsilcilerin kendilerindeki belirgin özellikleri yansıttığı veya simgelediği düşündürülür. Gerçekte ise bu sadece bir oyundur.

II – 3 Monarşi ve Temsili Demokrasi

Dördüncü veya beşinci anlamla temsili demokrasilerde seçimleri yönlendiren oyunu düzenleyen topluluk içinden tek bir kişiyse ya da başka bir topluluk ise yönetişim biçimi artık monarşiye devrilmiş demektir.

II – 4 Kapitalizm, Konformizm ve Temsili Demokrasi

18. yy itibariyle merkezleştirici iktidar olan Devlet ile bireyselleştirici iktidar olan Pastoral İktidar birleşmiş ve Biyo-İktidar olarak tanımlanabilecek olan Modern Devlet doğmuştur [1]. Biyo-iktidar aracılığıyla bedenler denetimli bir şekilde kapitalizmin üretim araçları arasına dahil edilmiş ve nüfus ekonomik süreçlere uygun kılınmıştır.

Bugün ise zihinler denetimli bir şekilde kapitalizmin üretim araçları arasına dahil ediliyor ve düşünce akımları ekonomik süreçlere uygun kılınıyor gibi görünüyor. Bireysel düzeyde itaat ahlakıyla ilişkilendirilmiş kariyercilik, toplumsal düzeyde ise ikinci, dördüncü veya beşinci anlamla temsili demokrasilerin baskınlığı bu dönüşümün sürücü gücünü oluşturuyor.

Kapitalizm dini anlayışların Muhammedi İslam türevi veya siyasi duruşların Komünizm türevi olduğu ülkelerde biraz daha temkinli olup, bir süre daha zihinleri hasta ve güçsüz tutmak zorunda kalıyor. Zira Muhammedi İslam nefsi ilahlaştırmayı ve ihtiyaçtan fazlasını biriktirmeyi yasaklayıp, infak etmeyi şart koşarken; Komünizm bireylerin birbiri üzerinde hiçbir şekilde tahakküm düzeyinde ekonomik erkinin olmadığı Anarşizm’i hedefliyor. Bu yüzden sözü edilen coğrafyalarda itaat ahlakı ile kariyercilik yeterince ilişkilendirilmeden bireylere hukuksal anlamda tam özgürlük tanınmıyor.

III – Türkiye ve Temsili Demokrasi

Eski Türk inançlarından biri olan Atalar Kültü ile İslam’ın özündeki isyan ahlakının [6] üstünü örten dini anlayışlara sahip olan mezhepler karşılaşıp, harmanlığında Şamanik İslam olarak adlandırılabilecek olan ve itaat ahlakını temel alan bir dini anlayış doğmuştur [7]. Özellikle son birkaç yüzyıl itibariyle bu anlayış Yahudileşme ve Hıristiyanlaşma eğilimi göstermiş [8], vicdanlarda itaat ahlakı iyice baskınlaşmıştır [5]. Türkiye Cumhuriyeti’nin seküler [9] bir devlet olarak kuruluşu ile de itaat ahlakı normalize edilmiş ve ahlaki erkin toplanma alanının din aracılığıyla değişme olasılığı asgari düzeye düşmüştür.

Devletin sosyalist düşünce akımlarından arındırılmış olarak kurulması [10] ise ekonomik erkin toplanma alanının tamamen kapitalizme göre belirlenmesine ve demokrasideki temsilin en başında en fazla ikinci anlamda olabilmesine sebep olmuştur. 1960’larda batıda sosyalist akımlar kabuk değiştirip, ekonomik süreçlere uygun kılınırken; Türkiye onlarla yeni(den) tanışmış ve bu gecikmişlik zihinlerde sürtünme yaratmıştır. Türkiye’de ahlaki erkin toplanma alanının siyaset aracılığıyla değişme olasılığının da asgari düzeye düşmesi için sosyalist akımlar karalanmış [12], [13] ve demokrasideki temsilin anlamı biraz daha aşağılara kayıp, rengi iyice koyulaşmıştır (bkz: Resim – 1).

Bugün Türkiye’de sadece belirgin bazı özellikleri yansıttığı veya simgelediği düşün(dür)ülen ama düşünme, konuşma ve eylemleri sözü geçen özelliklerle kesinlikle örtüşmeyen adaylar arasından temsilcilerin seç(tir)ildiği oligarşik bir yönetişim biçimi mevcut görünüyor. Sadece ekonomik erk sahibi bireyler temsilci olup, siyasi erk kazanabiliyor ve temsil sistemi onların ekonomik erkini pekiştiriyor. Gerçekte partilerini temsil etmesi gereken liderler siyasi partiler iç tüzüğü sayesinde partileri birer monarşik örgüte çeviriyor ve partiler üzerinden sisteme siyasi çözüm üretme olasılığı asgari düzeye düşüyor.

Kariyercilik ile itaat ahlakı yeterince ilişkilenmediği için hala dini anlayışlar ve siyasi duruşlara dair hukuksal özgürlükler kısıtlı tutulmak zorunda. Bu yüzden de zihinler bir süre daha hasta ve güçsüz kalmalı [14]. Böylece yerli kapitalistler yabancı rakiplerine karşı kısa vadede zayıf görünse de, uzun vadede denk olabilecek.

Peki ya kariyercilik ve itaat ahlakı yeterince ilişkilenmeden Muhammedi İslam’ın anarşist duruşu keşfedilir ve anarşik yönetişim biçimlerine ilgi uyanırsa ne olur?

* * *

1) “Govern-mentality”, “yönetim zihniyeti” daha fazla ayrıntı için bkz: Yönetişim
2) “Society” herhangi bir ilişki veya yakınlık ile birbirine bağlı olan herhangi bir toplum (“community”) demek
3) “Community” ahali, devlet, halk, kamu, yani ortak yaşayan [4] bir topluluk demek
4) “ Communication” ilişki, bağlantı, iletişim demek.
5) Ahlakın tanımı ve daha fazla ayrıntı için bkz: Din-Siyaset ikilemesinde 1 Birleme – 2
6) Daha fazla ayrıntı için bkz: Anarşik İslam ve Din-Siyaset ikilemesinde 1 Birleme – 1
7) Daha fazla ayrıntı için bkz: (d)evrilen ritüeller 3 - Şamanik İslam - Türbe & Mezarlıklar
8) Daha fazla ayrıntı için bkz: Beyan-Burhan-İrfan üzerine 2
9) Daha fazla ayrıntı için bkz: Laiklik Vs Sekülerizm
10) TBMM siyasi partiler listesinde Cumhuriyet (!) [10] öncesinda var olan sosyalist partiler görülebilir.
11) bkz: 10 (cumhuriyet)
12) Daha fazla ayrıntı için bkz: Sağ ve Sol üzerine
13) Daha fazla ayrıntı için bkz: Merak ve Şüphe
14) Daha fazla ayrıntı için bkz: Düşün Taşın

8 Mart 2009 Pazar

Vasi Yetimdir

1) Ruhum ve bedenimin yol arkadaşlığı bittikten sonra, bedenimin araştırma veya tedavi amaçlı bir başkasına yararı olabilecek her parçası hiçbir maddi çıkar elde edilmeksizin gerekli kişi ve yerlere bağışlansın. Bedenimin geri kalanı ise toprakla karışsın, kaynaşsın. Birinci dereceden yakınlarımdan buna şahit olamayacak olan olursa, daha sonra onlar tarafından gömülmesi için bedenimden bir parça saklansın.

2) Cesedimin yıkanması, cenaze namazım ve gömülme törenim, karşılığında kendisi ya da çevresi için hiçbir maddi çıkar talep etmeyen birileri tarafından yönetilsin. Namaz ve tören sırasında Arapça Kur’an okunacaksa, ayet ayet sesli Türkçe çeviri yapılsın ve dinleyenlere üzerinde düşünmek için yeterince zaman tanınsın. Namazda kadın-erkek beraber saf tutulsun, törene olabildiğince çok çocuk katılsın ve dileyen herkese çikolata gibi tatlı bir şeyler dağıtılsın.

3) Gömüldüğüm yere mezar taşı gibi herhangi bir alışıldık işaret konulmasın. Üzerime atılan toprak, zemin seviyesini aşmasın. Törenin sonunda en az bir yaşındaki bir kiraz ağacı fidanı üzerime dikilsin. Ağacın dibine doğum tarihi olarak gömüldüğüm günün tarihi ve “Öz-ü-gür” yazan tahta bir tabela sağlamca iliştirilsin. En son yaktığım türkü bilen herkes tarafından bir kez seslice tekrarlanıp, tören sessizce bitirilsin.

4) Cesedimin yıkanması, cenaze namazım veya gömülme törenimden herhangi biri dilediğim gibi düzenlenemeyecekse düzenlenmesin. Bu düzenlemelere hayattaysa eşimin ve varsa çocuklarımın istediği her türlü eklemelere izin verilsin.

5) Ardımdan toplu Kur’an okuma törenleri yapılacaksa, her defasında ayet ayet sesli Türkçe çeviri yapılsın ve dinleyenlere üzerinde düşünmek için yeterince zaman tanınsın. Bu törenlerin sonunda hep beraber Karagöz-Hacivat gibi gölge oyunları izlensin. Gölge oyununu yürütmek karşılığında kendisi ya da çevresi için hiçbir maddi çıkar talep etmeyen bir Hayali bulunamazsa, herhangi bir fiziksel ekran üzerinden kayıtlı bir gölge oyunu gösterilsin.


6) Öz-ü-gür ağaç meyve vermeye başladıktan sonra dileyen herkes ağacın meyvelerinden özgürce yararlanabilsin.

iZ-LeYiCiLeR